02 MAYIS 2024
BIST 100 10.168,01 % 1,22
DOLAR 32,361 % -0,37
EURO 34,701 % -0,30
ALTIN GR. 2.390,17 % -1,34
BRENT 83,820 % 0,43
BTC 57.762,78 % 0,83
Yazı Giriş: 28.05.2021 - 14:06 | Son Güncelleme: 16.06.2021 - 14:25

Dünya değişiyor ya biz..


Eğitim ve öğretimle ilgili birçok sistemde katılımcı profilin de kadınların daha fazla yer aldığını gözlemliyoruz. Bu belki dezavantajlı bir kesim olarak fırsatları yakalama gayretlerinden belki de gelecekleri için yaratabilecekleri etkinin önemini fark etmelerinden kaynaklanıyor.  

Türk Dil Kurumu eğitim “Çocukların ve gençlerin toplum yaşamda yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, yardım etme. Terbiye”  şeklinde,  öğretimi ise “Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim. Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi” olarak tanımlamaktadır.

Pek tabii ki kelimelere yüklediğimiz anlamlar, onların yarattığı imajlar dünyayı algılama şeklimizi ve düşünce dünyamızı belirler. Bu doğrultuda düşünecek olursak; eğitim T.D.K’ da yer alan açıklamalar içerisinde yer alan hedef kitle ile mi sınırlı kalmalı? Yani eğitim sadece çocuklar ve gençler için meslek edinme aracı mıdır?

Ya yetişkinler! Bu kadar değişimin olduğu bir dünyada, yeni felsefelerin, anlayışların konuşulduğu yaşam paradigmasında, toplumların eğitim ile hedeflediği geleceğin tüm sorumluluğunu gençlere ve çocuklara yüklemek ne kadar doğru!

Gözlemlemekteyim ki yetişkinler arasında kadınlar eğitim ve öğretim konusunda konfor alanlarını terk edebilmek noktasında daha istekliler.

Kadınlarda gözlemlediğim bu yüksek motivasyona rağmen Türkiye de 15 yaş üstü erkeklerin yüzde 0,9 ‘u kadınların ise yüzde 5,5 ‘i okuryazar değildir. Okuryazar olmayan kadınların çoğu 65 yaş ve üzerinde yer almaktadır. Ancak gençler arasında da okuma yazma bilmeyenlerin olduğu görülmektedir.

Yeni bir Dünya felsefesinden bahis ederken dijitalleşme, teknoloji, endüstriyel devrim derken, bu üzücü veriler ile karşılaşmak, daha ne kadar çok çalışmamız gerektiğini göstermektedir.

TÜİK 2019 İşgücü İstatistikleri istihdam verilerine göre Türkiye ‘de işgücüne katılım oranı erkeklerde yüzde 78,2 kadınlarda yüzde 38,7 olarak tespit edilmiştir. Bununla birlikte eğitim düzeyi yükseldikçe iş gücüne katılım oranı arttığı da ifade edilmektedir.

Her ne kadar kadınların eğitim ve öğretim yolu ile kendini geliştirme isteklerinin yüksek olduğunu gözlemlediğimi belirtsem de araştırmalar ve çalışmalar onların bu çabasının iş gücü piyasasında karşılık bulmaya yeterli olmadığını göstermektedir.

2020 ayı şubat ayı verilerine göre yerel yönetimlerde kadınların meclisteki temsili ortalaması yüzde 11’dir.

Kadınların sahip oldukları yetkinliklerin karşılık bulması için, Eğitim konusunda fırsat eşitliği yaratmak kadar her noktada kadın temsilinin ve sesinin güçlendirilmesi gerekmektedir.

Kadın, güçlü bir toplumun ve bir milletin en temel parçasıdır. Bu parçayı değere dönüştürmek için kadın, eğitim, iş gücü, sosyal haklar gibi konularımıza çözüm bulacak ve gündeme taşıyabilecek atanan ve seçilen kadınların sayısının artmasını sağlamalıyız.


YORUMLAR

Dünya değişiyor ya biz..
yazısına yorum yapın
0 YORUM