Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 2014 yılında Resmî Gazete’de yayımlanan İçme Suyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliği gereğince, büyükşehir ve il belediyeleri su kayıplarını 2023 yılına kadar en fazla yüzde 30, 2028 yılına kadar ise en fazla yüzde 25 düzeyine; diğer belediyeler su kayıplarını 2023 yılına kadar en fazla yüzde 35, 2028 yılına kadar en fazla yüzde 30, 2033 yılına kadar ise en fazla yüzde 25 düzeyine indirmekle yükümlü olacağı belirtilmişti.

Gökşenler Grup yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Gökşen, komplike bir proje olan Su Yönetimi Sistemini şehirlere kurarak, kurumların su kaynaklarını koruduklarını su kayıp ve kaçaklarını önleyerek, yönetmelikte belirlenen hedeflerin çok daha altına düşürmeyi hedeflediklerini kaydetti.

 “Yıllık ortalama su kaybı birçok ülkede yaklaşık yüzde 50”

Su dağıtım şebekelerinde meydana gelen su kayıplarının, dünyadaki birçok şehir ve ülke için ortak sorun haline geldiğine dikkat çeken Yiğit Gökşen, Türkiye gibi birçok ülkede de yıllık ortalama su kayıplarının yüzde 50’nin üzerinde olduğunu söyledi. Su tüketiminde hızla artan talep ve değişen iklim koşulları nedeniyle dünyanın birçok bölgesinde kuraklık etkileri yaşandığını ve buna bağlı olarak da su kayıplarının yüzde 40 azaltılmasının hayati önem taşıdığına, buna bağlı olarak su kayıplarını ekonomik ya da kabul edilebilir değerlere indirgemek amacıyla Su Yönetimi Sistemini geliştirdiklerini belirtti. Gökşen, gerçek su kayıplarının, boruların bağlantı noktalarında meydana gelen sızıntılardan, müşteri bağlantılarından kaynaklanan sızıntılardan, borularda aşınma veya korozyon nedeniyle oluşan çatlaklar ile depolama tanklarında meydana gelen taşmalara bağlı olarak gerçekleştiğine vurgu yaptı. Gökşen ayrıca 10 yılı aşmış sayaçların doğru ölçüm yapmadığını ve bir an önce değiştirilmesi konusuna da değindi.

 “Proje, şehirdeki su sarfiyatını engelleyecek”

‘Su Yönetimi Projesi’nin aşamalarına değinen Gökşen konuşmasını şöyle sürdürdü: “6 ila 12 aylık bir süre zarfında kurulumunu tamamladığımız sistemde öncelikle, Şehre giren suyu tespit edip nerelere verildiğini saptıyoruz. Bölge bölge DMA dediğimiz Basınç Ayarlama (BAR) sistemini kuruyoruz. Mahallelerde gece ve gündüz su tüketim kontrollerini yaparak basıncı ayarlayıp nerede su kayıp ve kaçağı var anında tespit ediyoruz. Aynı zamanda dinleme yöntemiyle de kayıp ve kaçaklar bulunabiliyor. Aslında işin özü, verdiğiniz suyun geri dönüşünü takip ederek, Uzaktan İzleme Kontrol Sistemleri SCADA yazılımı, ile verdiğiniz suyun yüzde kaçını geri alıyorsunuz ve adım adım gidiyorsunuz. Nerede problem olduğunu bulana kadar o sistemi kuruyorsunuz. Ankara’daki fabrikamızda bu konuyla ilgili hem sayaç üretiyor hem de bu sistemi kuruyoruz. Şu an da çalıştığımız 4 şehir ve 1 OSB var. Bu proje gerçekleşip sistem kurulduktan sonra şehirde ciddi su sarfiyatını engellemiş olacak.”