Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Biofeedback kişinin kalp atış ritmini, deri elektrik direncini, damarlarının genişlemesini ve daralmasını kişiye aynalayan bir cihazdır. Genellikle kişi stresli iken, anksiyetesini kontrol edemezken vücudunda birtakım değişimler olduğunu farkeder. Bu kalbinin hızlı atması olabilir. Ellerinin terlemesi olabilir. Kişi bunu bilir ama kontrol etmek istese de edemeyebilir.” dedi. 

Nörofeedback, görsel kanıt sunuyor

Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Nöröfeedback nefes alıp verdikçe kalp atışınızı nasıl kontrol edebileceğinizi, dikkat odağınızı değiştirerek nasıl bir rahatlama sağladığınızı size görsel olarak gösterir.  Terapi sırasında terapist söz konusu değişiklikleri sözel olarak anlatsa da kişinin bunu gözü ile görmesi aynı olmayacaktır.” dedi.

Biyolojik kanıt, kişiye güven veriyor

Nörofeedback yönteminin genellikle anksiyete bozukluklarında kullanılan bir yöntem olduğunu kaydeden Taşkın, şunları söyledi:

“Anksiyetenin kontrol edildiğine dair ekranda biyolojik kanıt olması, kişiye güvende hissettirecektir. Terapist kişinin kaygısını arttırıp azaltmasına yardımcı olacaktır ve bedeninin verdiği tepkileri monitörde gördüğünde stres ile yeni başetme yöntemleri geliştirmesine yardımcı olacaktır. Kişi ekranda nefes alıp veriş hızının bile düşüncesini değiştirmesi ile olduğunu görünce hakimiyeti kendisinde hissedecektir. Kendisini kendi gemisinin kaptanı olarak görecektir. Anksiyete kontrol edilemez bir durum olmaktan çıkacaktır. Kişinin mümkün olan potansiyelini engellemesi önlenecektir. Kişi kendisine stres ile başetme yolu bulmuş olacak ve psikolojik sağlamlılığını da arttırmış olacaktır.”

Her yaş grubu yararlanabiliyor

Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, nörofeedback metodunun anksiyete kontrolü dışında mental performansı yükseltmede, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun tedavisinde de yaygın bir şekilde kullanıldığını belirterek bu yöntemden her yaş grubunun yararlanabildiğini kaydetti.