Açılışta Dow Jones endeksi, yüzde 0,05 artarak 30.198,73 puana çıktı.

S&P 500 endeksi yüzde 0,04 azalışla 3.788,41 puana ve Nasdaq endeksi yüzde 0,22 azalarak 11.195,91 puana indi.

Fed'in, para politikası sıkılaşmasında agresif adımların gelecek dönemde de devam edeceğinin sinyalini vermesinin ardından dün günü sert düşüşle tamamlayan endeksler, yeni günün açılışında yatay bir seyir izledi.

Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC), dün federal fonlama oranını beklentiler doğrultusunda 75 baz puan artırarak 2008'den bu yana en yüksek seviye olan yüzde 3,00-3,25 bandına çıkardı.

Üyelerin gelecek döneme ilişkin projeksiyonları daha yüksek işsizlik ve yavaş ekonomik büyümeye işaret ederken, enflasyonun ancak 2025'te Fed'in yüzde 2'lik hedefine geri döneceğini ortaya koydu.

Yetkililerin federal fonlama oranına ilişkin medyan beklentileri ise yıl sonu için yüzde 4,4 ve 2023 için yüzde 4,6 düzeyinde gerçekleşti. Bu da Banka'nın kasım ve aralık aylarında gerçekleştireceği toplantılarda en az 125 baz puan ile agresif faiz artırımlarına devam edeceğini gösterdi. Güncellenen projeksiyonlarla faiz indirimi başlangıcı için 2024'e işaret edilmesiyle bu yönde ilk hamlenin gelecek yıl yapılabileceği beklentileri de şimdilik rafa kalkmış oldu.

Fed Başkanı Jerome Powell da kararın ardından düzenlediği basın toplantısında, enflasyonu yüzde 2 hedefine düşürme taahhüdüne sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve bunu gerçekleştirene kadar mücadele edeceklerini yineledi.

Söz konusu gelişmelerin ardından para piyasasındaki fiyatlamalarda Fed'in kasım ayı toplantısında da 75 baz puanlık faiz artırımına gideceği ihtimali yüzde 69'a yükseldi.

Tahvil piyasasından çıkışlar hızlanırken, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 3,64 ile 2011'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.

Öte yandan, ABD'de bugün açıklanan verilere göre, ülkede ilk kez işsizlik maaşı talebinde bulunanların sayısı, 17 Eylül ile biten haftada önceki haftaya kıyasla 5 bin kişi artarak 213 bine yükseldi. Piyasa beklentilerinden az yükseliş kaydeden işsizlik maaşı başvuruları, giderek daha belirsiz hale gelen ekonomik görünüme rağmen iş gücü talebinin sağlam kalmaya devam ettiğini gösterdi.